Sistem Yaklaþýmý ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi
Baba yorgun bir þekilde iþten gelir, televizyonun karþýsýndaki koltuða oturup gazetesini okumaya baþlar. 6 yaþýndaki oðlu babasýnýn yanýna gelir ve kendisiyle oyun oynamasýný ister. Baba yorgun olduðunu ve bir saat kadar sonra oyun oynayabileceklerini söyler. Çocuk gider ama beþ dakika geçmeden geri gelir ve “Baba bir saat oldu mu?” diye sorar. Baba, olmadýðýný söyler ve gönderir ama beþ dakika kadar sonra tekrar gelince bu þekilde gazetesini rahat rahat okuyamayacaðýný anlar ve gazetedeki büyük bir dünya haritasý resmini keserek parçalara ayýrýr, oðluna verir ve þöyle der: “Bak bu dünya haritasý, bunu ne zaman birleþtirirsen haber ver; o zaman oyun oynayalým.” Çocuk gider ve baba rahat bir nefes alýr, herhalde birkaç saate kadar pes eder diye düþünmektedir. 10 dakika sonra oðlu geri gelip dünya haritasýný birleþtirdiðini söyleyince þaþýrýr ve gider bakar. Gördüklerine inanamaz ve oðlum herhalde bir dahi diye düþünmekten de kendini alamaz, çünkü yerde kesip parçaladýðý dünya haritasý doðru bir þekilde birleþtirilmiþ olarak durmaktadýr. Oðluna nasýl yaptýðýný sorar ve þu cevabý alýr: "Dünya haritasý resminin arkasýnda bir insan resmi vardý; onu birleþtirince dünya birleþti."

Bu hikayeyi ilk duyduðumda þu sözlerle baðlamýþtý anlatan kiþi : "Ýnsan düzgün olursa, dünya da düzgün olur."

Güzel bir söz var: “Doðruluðundan emin olduðum þeylere bile tekrar dönüp bakmam gerektiðini öðrenecek kadar çok yaþadým.” diye, henüz o kadar yaþamadým belki ama yine de bazý þeyleri tekrar gözden geçiriyorum. Bu hikayeye tekrar baktýðýmda da anlatan kiþinin son cümlesinin aslýnda doðru bir cümle olduðu ama hikayeyle baðlantýsýnýn zayýf olduðu sonucuna vardým. Hikayede yapýlacak ufak bir deðiþiklik bu zayýf baðlantýnýn da yok olmasýna neden olacaktýr. Þöyle ki çocuk þu cevabý da verebilirdi mesela “Dünya resminin arkasýnda araba resmi vardý, arabayý birleþtirdim dünya birleþti.” Ayný mantýkla gidilirse de, arabalar düzgün olursa dünya düzgün olur gibi bir çýkarým yapmak gerekecekti ve bu cümlenin doðru olmadýðý ise çok açýk.

Benim bu hikayeden çýkardýðým sonuç ise þu: Maharet kompleks bir resmin arkasýna -dünya haritasý gibi- daha kolay anlaþýlýr -insan resmi gibi- basabilmek yani dünya kadar büyük ve kompleks meseleleri 6 yaþýnda bir çocuðun bile anlayýp gerekeni yapabileceði bir seviyeye indirebilmektir.

Hele ki globalleþmenin, deðiþimin, karmaþýklýðýn her geçen gün biraz daha hýzlandýðý; hayatýmýzý kolaylaþtýrmasý için geliþtirilen bir çok yeni teknolojinin kendine has problemleri de beraberinde getirdiði günümüzde bu durum daha da büyük önem arz etmektedir. Mesela geliþen bilgisayar ve internet teknolojileri iþ hayatýmýzdaki bir çok þeyi kolaylaþtýrýrken kullanýlmak zorunda kalan bir çok farklý program ve veri tabanlarýnýn doðru bir þekilde haberleþebilmesini saðlamak üst düzey bilgisayar bilgisi gerektirmektedir. Neticede her geçen gün iþ dünyasýnda eðitim seviyesi biraz daha yüksek elemanlara ihtiyaç duyulmakta; toplumun eðitim seviyesi ayný oranda hýzlý yükselemediði için de çeþitli pozisyonlarda bu ihtiyacýn karþýlanabilmesi mümkün olamamaktadýr.

Þirket olarak lojistik sektöründeki bu ihtiyacý karþýlayabilmek için okul açarak ileriye yönelik daha donanýmlý nesiller yetiþtirmek çok yerinde bir politika olmakla birlikte tek baþýna yeterli olmayacaðý aþikardýr. Bu nedenle kendi iþ yapýþ þekillerimizi sadeleþtirebilmeli, elimizdeki yetiþmiþ insan kaynaðýyla daha fazla iþ yapabilmek için iþlerimizi standartlaþtýrmalý ve yanlýþlarla, hatalarla uðraþmak durumunda kalmamak için ilk seferinde doðru iþin yapýlabilmesini saðlayacak bir sistem geliþtirebilmeliyiz. Þu anda yürütülmekte olan ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi çalýþmalarý iþ yapýþ þekillerinin standart hale getirilebilmesi için fevkalade önem arz etmektedir.

Bu çalýþmalar yürütülürken dikkat edilmesi gereken en önemli husus uygulanma imkaný bulamayacak olan ya da aslýnda uygulanabilecekken gözden kaçan birkaç ufak detay nedeniyle uygulanmayacak olan prosedürlerin, talimatlarýn -ne kadar iyi bir þekilde hazýrlanmýþ olurlarsa olsunlar- hiçbir katma deðer saðlamayacak olduðu gerçeðidir.

Ýç tetkikçi eðitimi sýrasýnda bir arkadaþým “Ben bunlara inanmýyorum, bunlar boþ þeyler.” demiþti. Kendisine ve görüþlerine deðer verdiðim bu arkadaþýn bu fikrine katýlmam ise pek mümkün olmadý, çünkü güzel bir makas ve güzel bir kumaþtan güzel bir elbise çýkmama ihtimali olmasý güzel bir elbise için kaliteli kumaþ ve iyi iþçilik gerektiði gerçeðini deðiþtirmez. Yani Türkiye’de firmalar genelde sadece belge sahibi olmak için bir takým prosedürler, talimatlar hazýrlýyorlar ve uygulamaya koymadýklarý bu belgelerden artý bir deðer saðlayamýyorlar diye Sistem Düþüncesinin ve Sürekli Ýyileþtirme fikrinin iþe yaramaz þeyler olduðu fikrini kabul etmem gerekmiyor.

Dünya üzerinde yukarýdaki fikirleri baþarýyla uygulamýþ olan birkaç firmaya yakýndan bakmamýz yerinde olur:

1. Microsoft: Dünyaya kazandýrdýðý en önemli yenilik Windows ve Office programlarý. Ürünün en önemli özelliði kullanýcý dostu olacak þekilde dizayn edilmiþ olmasý; arkada çalýþan karmaþýk kod dizilerine raðmen kullanýcýlarýn üst düzey bilgisayar bilgisine sahip olmasýnýn gerekmemesi. (Dünya resmi arkasýna insan resmi)

2. McDonalds: Gerçekleþtirdiði en önemli farklýlýk dünyanýn neresine giderseniz gidin ayný standartlarda hazýrlanmýþ olan ürünleri, ayný standartlarda hizmetle müþterilerine sunabilmesidir. (Þöyle düþünün her gidiþinizde farklý lezzette bir hamburgerle karþýlaþacaðýnýz, ya da her gidiþinizde farklý bir hizmetle karþýlaþýp ne yapmanýz gerektiðini þaþýracaðýnýz bir yer olsaydý yine ayný baþarýyý yakalamasý mümkün olur muydu? Çalýþanlarýnýn % 70-80’inin 18-25 yaþ arasý gençlerden oluþtuðu düþünülürse senede 4.3 milyar dolar ciro çok iyi bir rakam olsa gerek. Gündelik hayatlarýnda ekserisi doðru dürüst yemek yapmasýný bilmeyen bu gençlerin böylesine bir ciro çevirebilmeleri nasýl mümkün oluyor peki...(dünya resminin arkasýna insan resmi)

Aslýnda kolay bir þeyden deðil kolaylaþtýrmaktan, “Kolaylaþtýrýn, güçleþtirmeyin; müjdeleyin, nefret ettirmeyin.” düsturuyla hareket etmekten bahsediyorum. “Þüphesiz her zorlukla beraber bir kolaylýk vardýr.” anlayýþýyla sonradan bir çok sýkýntýyla uðraþmaktansa baþtan iþi sýký tutmaktan, Hz. Mevlana’nýn “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karþýndakinin anladýðý kadardýr.” diye özetlediði incelik nedeniyle söz söylerken karþýmýzdakileri hesaba kattýðýmýz gibi iþ yaparken de tüm muhataplarýmýzý –çalýþanlarýmýzý, müþterilerimizi, tedarikçilerimizi...- hesaba katmaktan bahsediyorum.

Ýsa Karakurt  Önce Kalite Dergisi Nisan 2007

 

KYS Danýþmanlýk.Com © 2006 • Privacy Policy • Terms Of Use